Şanlıurfalı Sanayici İş İnsanları Derneği (URSİAD) olarak, Şanlıurfa’nın sanayi, turizm, modern tarım ve özellikle yenilenebilir enerji anlamında büyük potansiyeli olduğunu, bu alanların gelişmesini ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilerek iç ve dış pazarda kalıcı olarak yerini sağlamlaştırmasının ana amaçları olduğunu söyleyen URSİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal İletişim ve Basın Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı Müslüm Kayacan, Urfa ve URSİAD’ın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1980 Şanlıurfa doğumluyum. Üniversiteye kadar eğitim hayatımı Şanlıurfa’da tamamladım. 2004 yılından bu yana İstanbul Bakırköy/İncirli’de ekip arkadaşlarımla beraber Berrak Hukuk Bürosu adı altında serbest avukatlık yapmaktayım. Evli 2 çocuk babasıyım.
URSİAD’ın kurucu üyeleri arasında yer alıyorsunuz, bir avukat olarak hangi amaçla böyle bir derneğin kuruluşunda yer almak istediniz? URSİAD hangi amaçla kuruldu?
Sorunuz için gerçekten çok teşekkür ederim. 2014 yılında İstanbul’da bulunan Şanlıurfalıların ana derneği olan Şanlıurfa Dayanışma Derneğinin Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildim ve 2 sene genel sekreterliğini yaptım. Akabinde 2016 yılında devralmış olduğum başkanlığı, 3 dönem yapıp 2022 yılında devrettim. Bu süreç içinde hemşerilerimiz için birçok program, organizasyon ve etkinlik tertip ettik. Sırası gelmişken o dönemde derneğe maddi ve manevi anlamda destek veren tüm hemşerilerime sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. O dönemde şunu fark ettim ki, Anadolu’nun farklı farklı yerlerinden İstanbul’a gelen göç furyası bir şekilde hemşericilik mottosu üzerinden burada yaşamaya devam ediyor. Tüm şehirler memleketlerini aslında burada yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyor. Lobi hizmetlerini hemşericilik akımı üzerine veriyor. Şehrin İstanbul’da temsili dernekler üzerinden oluyor. O zamana kadar koskoca İstanbul’da Şanlıurfalıların sadece 1 tane derneği vardı ve tüm yük bu derneğin sırtındaydı. Hâlbuki derneklerdeki amaç ve gayeler kuruluş amacına göre şekilleniyor. Dayanışma derneği ile iş insanları derneğinin misyon ve amacı hiçbir şekilde bir olamaz. Bu durum üzerine 7 gönüldaş Şanlıurfa Belediyesi’nin de desteğiyle iş insanları derneğinin kuruluşunu gerçekleştirdik. Sonrasında İstanbul’daki iş insanlarımızın da destekleriyle faaliyetlerimize başladık. Bu aşamada bir noktanın üzerine önemle durmak isterim; dernek kurmak çok kolay, 7 gerçek şahsın birleşerek bir araya getirdiği bir teşekkül. Lakin kurulan derneğe kimlerin üye olduğu veya programlarına kimlerin katıldığı çok önemlidir. Derneği büyüten geliştiren mensuplarıdır ve bu da derneğin gücünün göstergesidir. Çok şükür güçlü isimlerle şehrimizin İstanbul’da en iyi şekilde temsil edilmesi amacıyla çıktığımız bu yolda günbegün ilerleme kaydederek daha da büyümeye ve güçlenmeye devam ediyoruz
Olağanüstü kongre yeni yönetim kurulu seçildi. Siz de Kurumsal İletişim ve Basın Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak bu yönetimde görev aldınız. URSİAD’ın tanıtımı, daha geniş kitleye duyurulması için ne gibi çalışmalar planlanıyor?
Şanlıurfa’mızın sanayi, turizm, modern tarım ve özellikle yenilenebilir enerji anlamında büyük potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bu alanların gelişmesini ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilerek iç ve dış pazarda kalıcı olarak yerini sağlamlaştırması ana amaçlarımızın önde gelenleridir.
Bu amaçları tek başımıza ya da sadece dernek üyelerimiz ile sağlamamız mümkün olmuyor. İş, sonunda gidip gelip bürokrasiye, siyasete, yürütme erkine dayanıyor. Bu sebeple öncelikle yürütmenin erkleri ile iletişim ve etkileşim içinde olmak, yerel paydaşlar ve yöneticiler ile projelerin gerçekleşmesi için destek vermek, eksik hizmet kollarını tespit edip gelişmesini ve yatırımın doğru yöne yönlendirilmesini sağlamak ve fikir ve alışverişinde bulunmak öncelikliplanlarımız arasındadır.
Şanlıurfa iş hayatında sizce ne gibi sıkıtılar var?
Bana göre Urfa ve Urfalı olmak büyük bir şans. Ben böyle hissediyorum. Memleketimi gerçekten çok seviyorum. Özellikle herhangi bir yerde Urfalı gördüğüm zaman istemsizce problemi varsa yardım etme ihtiyacı hissediyorum. Çünkü bizim insanımız istemeye utanır, reddedildiği yere bir daha kolay kolay gitmez,hatır gönül işini iyi bilir, yapar ve bekler. Gelenek ve göreneklerimizi küçük yaşlardan itibaren öğretir ve uygulamasını sağlar, bunlar güzel huylarımız ama en büyük sıkıntımız, bir kişi bir işi başardığında akabinde birçok kişinin aynı işi yapmaya başlaması veya heves etmesidir. Yeniliğe karşı çok açık değildir. Riskli işleri çok sevmez, daha statükocudur. Gerek iş anlamında gerek yaşayış anlamında. Bana göre iş dünyasında en büyük sıkıntımız budur.
Şanlıurfalı iş insanlarına bir çağrınız var mı?
Aydınlı bir abimiz ile oturduğumuz zaman bana güzel bir şey söylemişti. “Bizde iki kişi bir araya gelirse hemen ortaklık yapıp üretim tesisi kurarlar, sizde ne olur” dedi. Ben de “Bizde iki kişi bir araya gelse gayrimenkule yatırım yapar” dedim. Çağrım şu olur: İstihdamı geliştirmek, üretim ve iş alanlarını geliştirmek bizlerin amaçları arasında olmalıdır. İş gücü göçünü de bu şekilde engelleyebiliriz.